Yolculuklar daseksek oynamak gibi. Bir ayağımız dünyada, bir ayağımız havada. Hepimi aynı oyunu oynuyoruz. Hayallerimi bir bulutun gölgesine gizledim, bulutun ardı sıra yürüdüm hep. Bulutun içini nereye dökeceği belli olmazdı. Islanmaktan korkmadan bulutun gölgesinden çıktım bir gün. Toprağı koklaya..
Düş kurmak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı. Her şey bir tatil
döneminde, çok yakın iki arkadaşın düşlerini biriktirmesiyle başladı.
Bu düşlerde neler yok ki? Size de çok tanıdık gelecek olan bu
düşlerden bir demet yapmak ister misiniz? İlayda ve Zeynep’in düşleri
aslında sizlerin de dü..
Deneme türünün adından gelen bir mütevazılığı vardır Türkçe’de, Türk
edebiyatında. Sonuçta yaptığın/ yazdığın şey bir “deneme”. Tutabilir de
tutmayabilir de. Tıpkı göle maya çalmak gibi…Harun Özmen’in
denemelerinde işte bu Nasreddin Hoca neşesi ve bilgeliğini birarada
gördüm ben.
&nbs..
Öykülerin iyileştirici, dönüştürücü bir gücü
olduğuna inanan yazar, insanı anlatırken, insanı ve yaşamı da sorgulamaya
çalışmış. Okuyucuya bilgi aktarmak değil, onunla iletişim kurabilmek ve
yakalayıp öykünün içine alabilmektir amacı. Okurken düşündürmek, merak
uyandırmak, zaman zaman da şaşırta..
“az kaldı, üşüyeceğim
rüzgârın şarkısını dinleyeceğim ıssız sokaklarda
saçlarımdan tel tel sarılıp sevdaya
döküleceğim yalnızlığa…”
“yollar düşlerim
sığmayınca ahir kefeye başım
alır giderim zamandan-
azade olur belki dertlerim
dertlerim, bitmeyen kelimelerim
bir türlü deviremediğim..
"Mehmet Rauf, Eylül romanında dönemin adeta romantik ve psikolojik bir
röntgenini çekiyor. Osmanlı'nın son döneminde yavaş yavaş filizlenen bir
burjuvazinin hayatından orijinal kesiti, insan ruhunun en gizli
kapılarını açarak, insan ruhunun duygusal ve psikolojik derinliklerine
hoyratça dala..
Hiçbir şeyden çekmedi Şero, annesinin terliğinden çektiği kadar…
Bazen bir terlik, bir çocuğun kahramanı da olabilir. Onunla konuşup hatta dertleşebilir…
Şero, içimizden bir kahraman, Şero bizim kimi zaman yaramaz yanımız; ama en çok da canımız…
(Tanıtım Bülteninden)..
SAYFA: 135syf.Ölçü: 12*18Baskı Tarihi: Nisan 2020Yaş: 7-13"Konuşan ve düşünceleri okuyan bir terliğiniz olsaydı ne yapardınız? Yanıtları duyar gibiyim. Olduğu gibi terliği çöpe atmak mı? Yok hayır bunu yapamazdım. Karşımda, aklımdan geçenleri söyleyen bir terlikle öylece kalakalmış, meraklı gözlerle..
"Önündeki, uzak dağlara açılan pencereye bakarken
gelmişti bu düşünce.
Ani ve keskin bir acı gibi... İlk defa kendisine acımıştı. Sefil bir böcek gibi hissediyordu, dünyada kapladığı varlığını. Yıllardır en derininde uyuttuğu zehirli yılan, başını kaldırmıştı işte. Değişen neydi ki?
S..
"Düzden okursan hicret tersten okursan tercih her ikisinde de bir vazgeçiş yok mu?" Diyor Hakan Çelik. Sizi
size anlatan bir kitap: Farknâme. Kalbinize bir gergef gibi işliyor
sözcükleri yazar. Buyurun sizleri şöyle salla sırt içeri alalım…..
hamm ben olmadan önce olanlardan iyiydimyokluk, ince tül perdesiydi ölümsüzün karanlık, başlangıç kısmıydı huzurunsıfır, kıyılara vuran hediyesiydi tözün bir özlemdi siyah zamana kıpırtısızlıkve varlık, sıvanan sonsuzdan sızan yırtık (Tanıtım Bülteninden)..